Velayet Davası ve Velayetin Değişimi Davası Nedir?
Karşı boşanma davalarının açılması ve sürecin yürütülmesi
Karşı boşanma davası esasında kendisine boşanma davası açılan eşin yeni bir dilekçe vermesi ile aynı dava içerisinde kendisinin haklı talepleri olduğunu ileri sürmesidir. Bu dava türü Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uyarınca ortaya çıkmaktadır. Karşı dava açan taraf nafaka, tazminat ve velayet konularında kendi iddialarını dilekçede belirtmektedir.
Karşı Boşanma Davası Ne Zaman Açılır?
Karşı dava, kendisine boşanma davası dilekçesi gelen eşin 15 gün içerisinde karşı dava dilekçesi vermesi ile açılır. Ancak bir kere kullanmak ile tükenmek üzere taraf hâkimden ek süre isteyebilir. Bu süre içinde de karşı dava dilekçesi verebilir.
Karşı davanın şartları nelerdir sorusunun ilk cevabı önce ortada derdest bir boşanma davası olmasıdır.
Karşı Boşanma Davası Hangi Hallerde Açılamaz?
- Cevap dilekçesinin günü sona erdiyse karşı boşanma davası açılamaz.
- Eğer esas boşanma davası ile takas ve mahsup ilişkisi yoksa karşı dava açılamaz. Ayrıca esas dava ile boşanma davası arasında bir ilişki de yoksa hakim karşı davanın reddine karar verebilir.
- Karşı davanın varlığı dahilinde bir karşı dava daha açılamaz
Bu şartların tamamlanmaması halinde hakim talep üzerine yahut re’sen karşı davanın asıl davadan ayrı görülmesine karar verebilir.
Çocuğun velayetinin alınmasına ilişkin davaları
Velayet kavramı ana ve babanın çocukları üzerindeki hakkıdır. Bu hak Türk Medeni Kanunu’nda yer alan maddeler doğrultusunda bakım, gözetim, koruma ve çocuğun temsil edilmesi gibi ana ve babalıktan doğan hakları kapsamaktadır.
Eşler Boşanırsa Velayet Kimde Kalır?
Eşlerin evlilik birliği devam ettiği sürece velayet hem ana hem de babaya aittir. Ancak Türk Medeni Kanunu 337. maddesi;
- “Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.
- Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir”
şeklinde düzenlenmiştir. Anlaşılacağı üzere boşanma halinde kural olarak vesayet anneye aittir. Ancak çocuğun menfaati doğrultusunda hakim babaya da velayet hakkını verebilmektedir.
Velayet Sonradan Değişebilir Mi?
Türk hukuk sisteminde kanunlar çocuğun üstün yararı kavramını öngörmüştür. Bu sebeple verilen velayet kararları mutlak değildir. Taraflardan birinin talebi üzerine velayet değiştirilmesi davası açılabilir ve sonradan velayetin değişmesi mümkündür. Ana veya babanın; başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi, ölmesi durumlarında velayetin değiştirilmesi davası açılabilir. Ancak bu haller zorunlu değildir. Sadece örnek olarak kanun koyucu düzenlemiştir. Velayetin değişikli talebi varsa ve çocuğun oluşan yeni durumlardan zarar gördüğü düşünülüyorsa ana veya babanın mutlaka bir boşanma avukatına danışması uygun olacaktır.
Velayet Davası ve Velayetin Değişimi Davası Arasındaki Fark Nedir?
Görüldüğü üzere velayet mutlak bir yapıya sahip değildir. Önemli olan çocuğun üstün yararıdır. Örneğin hakim, boşanma davasında daha kusurlu olan eşe çocuğun velayetini verebilir. Çocuğun gelişimi, menfaati, refahı söz konusu olduğundan eş daha kusurlu olsa da maddi durumu diğer eşe göre daha iyi ise çocuğun velayeti o eşe verilebilir.
Velayet davasında ilk önce çocuğun velayeti belirlenirken ilerleyen yıllarda velayetin değiştirilmesi talep edilebilir. Bu da velayetin değiştirilmesi davası olarak karşımıza çıkmaktadır.
Velayetin Değiştirilmesi Davasını Kimler Açabilir?
Çocuğun velayeti kendisine verilmeyen ana yahut babanın çocuğun aleyhine değişen koşulları öne sürerek kendisine verilmesini talep edebilir.
Velayetin Kaldırılması Davası Nedir?
Türk Medeni Kanunu’nda velayetin kaldırılması detaylıca açıklanmıştır. TMK madde 348;
- Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:
- Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
- Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması. Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.
Ancak velayet kaldırılmış olsa dahi ana ve babanın eğitim ve bakım yükümlülükleri devm etmektedir.
Soy Bağının Kurulmasına Dair Davalar
Soy bağı kelime aynı soydan gelen ve o soya mensup olan bireylerin birbiri ile olan bağlılığını tanımlamaktadır. Türk hukuk sisteminde ana ile çocuk arasında soy bağı doğum ile kurulmuş olur. Baba ile çocuk arasındaki soy bağı ise anne ile evli olma, tanıma ve mahkeme kararı ile kurulabilir.
Soy bağı Davasını Kimler Açabilir?
Soy bağı davaları; tanıma, babalık ve soy bağının reddi şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Türk hukuk sisteminde kural olarak soy bağı davalarını dava taraf ehliyeti olan kişiler açabilmektedir.
Tanıma Nedir?
Tanıma hukuki bir işlemdir. Baba çocuğu tanıma yoluyla soy bağına ekleyebilir. Tanıma nasıl yapılır sorusunun cevabı birden çoktur. Tanıma işlemi yapılması için çocuğun başka bir erkekle soy bağının bulunmaması gerekir. Bu bağın geçersiz olduğu kanıtlanmadıkça tanıma yapılamaz. Tanıma işlemi;
- Nüfus memuru ya da mahkemeye yazılı başvuru ile
- Resmi senet ya da vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur.
Tanıma İptal Edilebilir Mi?
Elbette başka bir baba ile soy bağı bulunmayan çocuk tanındığı zaman bu değiştirilemez değildir. Tanımayı yapan kişi; bu işlemin hata, hile veya ikrar yoluyla yapıldığını ispatlayarak iptal davası açabilir. Bu iptal davasını anaya ve çocuğa karşı açar.
Anne veya çocuk da tanımanın iptali için dava açabilir. Ayrıca çocuğun ölmesi halinde ilgili kişiler de iptal davası açabilirler. Bu kişiler genelde mirasçılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Babalık Davası Nedir?
Babalık davasına değinmeden önce babalık karinesinin ne olduğu izah etmekte fayda vardır. Babalık karinesi Türk Medeni Kanun 285’te düzenlenmiştir.
“Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.”
Bu maddeden anlaşılmaktadır ki; evlilik içinde doğan veya evlilikten 300 gün sonra doğan çocuğun babası kural olarak kocadır. Ancak bu adi bir karinedir. Aksini ispat etmek mümkündür.
Babalık davasında ise anne ve çocuk babaya karşı dava açarak bu kişinin baba olduğunun tespitini mahkemeden talep ederler.
Davalı olan kişi çocuğun doğumundan önceki 300 ve 180. gün aralarında ana ile cinsel ilişkiye girmediğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ancak bunu kanıtlarsa mahkeme tarafından babalığı tanınmaz.
Babalık Davası Hakkı Ne Zaman Sona Erer?
Babalık davası açmak için çocuğun doğumu şart değildir. Anne gebe iken de babalık davası açabileceği gibi çocuk doğduktan sonra da babalık davası açbilir. Ancak çocuğun doğumundan itibaren 1 yıl geçmesi halinde hakkı sona erer.
Yukarda bahsi geçen bir yıllık süre sona erdikten sonra dava açmaya engel olan haklı gerekçeler varsa bu gerekçe ortadan kalktığı andan itibaren 1 ay içerisinde ana dava açabilir.
Soy bağının Reddi Davası Nedir?
Soy bağının reddi davasında yukarıda açıklanan babalık karinesinin geçersiz olduğu öne sürülür. Baba tarafından anne ve çocuğa açılan bu davada çocuğun mevcut babası aslında baba olmadığını iddia eder ve ispat faaliyetlerini yürütür.
Soy bağının Reddi Nasıl İspat Edilir?
Bu noktada çocuğun ana rahmine düştüğü ana bakılır. Eğer çocuk evlilik sona erdikten sonra 300 gün ya da evlenildiği andan itibaren 180 gün içinde doğarsa yine evlilik içerisinde doğmuş sayılır ve koca baba olmadığını ispat etmek zorundadır.
Koca ne zaman Soy bağının Reddi Davası Açamaz?
Koca annenin gebe olmadığını, çocuğun doğduğu anı ya da baba olmadığını öğrendiği tarihten sonra 1 yıl içinde dava açmak zorundadır. Bu süre geçtikten sonra dava açamaz.
Çocuk kocaya karşı da soy bağının reddi davası açabilir. Kocanın baba olmadığına karşı davayı ise ergin kılındıktan sonra 1 yıl içinde dava açmalıdır.